İkinci Dünya Savaşı sonrası İngiltere'de öne çıkan çağdaş oyun yazarları arasında belki de en tartışmalı isim John Whiting'dir. Dönemin genç yönetmenlerinden, oyuncularından gördüğü ilgiyi bir türlü eleştirmenler kanadından bulamayan yazar kimi zaman kendi köşesine çekilmiş, senaryolar, eleştiri yazıları yazmış, ama sonrasında yaptığı çıkışlarda da bildiğini okumaktan hiç vazgeçmemiştir: "Sanatın amacı kuşku yaratmak, sırf eğlendirmek için yazılan eserlerin amacı güven vermektir."
Whiting'in ustalığı en çok oyunlarındaki karakterlerin arasına gerdiği mesafelerle bireyin iletişimsel tıkanıklığını, kendinde kıstırılmışlığını gürültü patırtı çıkarmadan ama çırılçıplak bir şiddetle ortaya koymasında belirginleşir. Bir ucu Shakespeare'de bir ucu Marlowe'da titreşen bir yetkinlikle kurduğu "söz" zamanının da ötesine, genç ölümünün epey ötesine, bugünlere erişmiştir. Cevat Çapan'ın erken sezgisiyle 70'lerde tiyatro dünyamıza tanıştırılan Whiting bugün, Tiyatro'nun ekranlarda lime lime edildiği bugün, yeniden, tiyatroseverlere bir kuyruklu yıldız esintisiyle uğruyor.
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.