Orta Çağ'ın ve tüm zamanların en bilge ve gizemli olduğu kadar eşsiz bir deha örneği de olan Paraselsus; Eczacılıkta, Tıpta, Yıldızbilimde, Botanikte, Kimyada hatırı sayılır bir kilometre taşıdır, onun sayesinde insanlık fen bilimlerinde aşama kaydetmiştir.En büyük çalışma alanlarından biri olan Simya öteki bilim dallarıyla o kadar girift ilişkileri olan geniş bir konu ki onu ne tek bir kitaba sığdırabiliriz ne de onun sırlarına tam olarak erebildiğimizi öne sürebiliriz.Bilimsel ve felsefi düşüncelerini kavramanın çokça emek istediği bu Orta Çağ dehasıyla ilgili Alman psikiyatrist Carl Gustav Jung da aynı yönde görüş belirtmektedir. Tek çare onun kendine has bir jargonu olduğunu kabul etmektir ve zaten onu Paraselsus yapan da onun bu yönüdür. Bu kitapta Paraselsus'un kehanetlerinden; onun doğaya, topluma, siyasete, insana ve insan ruhuna gizemci derinliklerden nasıl baktığını görürken; simyacı yönündeyse, bakır, cıva, kükürt elementlerinin tedavi amaçlı insan bedenine uygulanabilirliğini, bedensel salgılarla olan etkileşimlerini; elementlerin gökkubbeyle, astral varlıklarla ve bitkilerle olan etkileşimlerini görebilirsiniz.“Her bitki, Makrokozmosla ve bunun sonucu olarak da Mikrokozmosla ya da şöyle diyelim, Takımyıldızlarla ve Organizmayla yakın bir ilişki içindedir, çünkü insan organizmasının etkinliği, iç dünyasında bulunan takımyıldızların eylemlerinin bir sonucudur ve her bir bitki de yersel bir yıldız olarak görülür. Yukarıdaki ve insandaki Gökkubbede bulunan yıldızların kendi öznel etkileri vardır ve bunun gibi her bitki ve öbür ikisi birbirleriyle uyum içindedir…”
“Her bitki, Makrokozmosla ve bunun sonucu olarak da Mikrokozmosla ya da şöyle diyelim, Takımyıldızlarla ve Organizmayla yakın bir ilişki içindedir, çünkü insan organizmasının etkinliği, iç dünyasında bulunan takımyıldızların eylemlerinin bir sonucudur ve her bir bitki de yersel bir yıldız olarak görülür. Yukarıdaki ve insandaki Gökkubbede bulunan yıldızların kendi öznel etkileri vardır ve bunun gibi her bitki ve öbür ikisi birbirleriyle uyum içindedir…”“İnsan ruhunun sihirli güçleri üzerine çok kafa yordum, Doğada sayısız sır keşfettim ve şu kanıya vardım ki, gerçek hekim o gücü elde edendir. Sihir mucitleri, gerek duydukları her şeyi ve fazlasını her yerde bulabilirler. Ruh, otların ve köklerin dışsal ya da içsel fiziksel yapısını algılayamaz, ama onların güçlerini ve erdemlerini sezgisel olarak algılar, işaretlerini hemen tanır.”“İnsan zihindir, ne düşünüyorsa odur. Ateşi düşünürse yanar, savaş düşünürse savaş çıkar. Her şey yalnızca hayal gücünün tamamen güneş haline gelmesine bağlıdır, yani istediği şeyi bütünüyle hayal etmesine.”
(Tanıtım Bülteninden)
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.