Kitabımın temel tezi, insan haklarının kesinlikle Batılı olduğu ve Batı’da bu hakları ortaya çıkaran yapının, kültürün ve her şeyden önce de sürecin (ABD ve Fransa) damgasını taşıdığıdır. Ancak bu hakların Batılı olmaları evrensel olamayacakları anlamına gelmez. Yine de, bu hakların evrensel olup olmamalarının ölçütü, tanım itibariyle, Batılı = Evrensel denklemi olamaz. Bu hakların evrenselliğinin ölçütü, onların kabul edilebilirliği (üstelik bu kabulün Batı eğitimi almış olan veya bir bölgede elit konumunda bulunan kişilerden değil halktan gelmesi gerekir), öteki kültürler ve yapılarla uyumluluğu olmalıdır daha ziyade. Elinizdeki kitap insan bedeninin ve ruhunun dokunulmazlığının, kanun nezdinde eşitliğin Batılı ama aynı zamanda evrenselleştirilebilir üç fikir olduğunu, bu üç fikrin Uluslararası İnsan Hakları Senedi’nin önemli parçalarını oluşturduğunu öne sürmektedir. Ayrıca, kuşkusuz başka uygarlıklar da içlerinde evrensel normlar barındırabilirler. Bu normların birer öneri olarak ortaya sürülmesi; ötekilerin, özellikle de insan haklarını başka her uygarlıktan daha fazla ihlal etmiş olan kibirli Batı’nın bu önerilere kulak vermesi gerekmektedir. Bu önerilerin global bir diyaloğun parçası olmaları, savların ne olduklarının anlaşılması, önerilerin birer insan hakkına dönüşmeden önce olgunlaşmaları gerekmektedir.
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.