“Adalet insana öyle ya da böyle bir bedel ödetir. Ama insan çürümeye başladığında adaletin bir önemi kalmaz. Ben çürümemin son noktasındayım ve Allah’ın bana biçtiği adalet bu.”
Cinayet büro hareketliydi. Masalardan masalara uçuşan dosyalar, telsizlerden duyulan anonslar, çalan telefonlar, bitmek bilmeyen sorgulayışlar... Birileri aranıyordu bu masalarda. Dosyalarda resimleri, isimleri, hikâyeleri vardı. Tutulmuş tutanaklarda gizliydiler, delil poşetlerinde yaşıyorlardı. Yakalansalar bile meçhuldüler, gerçeğin içinde birer gizdiler.
Adalet neydi? Herkes bu dünyada hak ettiğini bulur muydu? Bir cinayet en fazla kaç hayata uzanabilirdi? İnsan ne zaman çürümeye başlardı? Başkomiser Rauf, Taksici Muhsin, Doktor Taner ve diğerleri… Mustafa Becit, ikinci romanı İnsan Çürümeye Başladığında ile çürümenin, en dibe çöküşünün denizinde kulaçlar atıyor.
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.