Hayat ve şiir arasında şairin neredeyse itirafına dayalı bir anlatım tarzının estetik ve şiirsel olan içinden, nasıl kurgulanacağı hususunda, genç yaşına rağmen ders verici bir eser. Zira yarasının kanadığı yerden konuşuyor, birey olarak kendi özyaşamını didikliyor genç şair, şiir birikimini hiçbir yönseme ve öykünme kaygısı gütmeden nasıl kullanacağını bilerek yazıyor. Ki bu kendisi olma, kendini inşa etme, şiirin en zor, en sıkıntılı, bazı şairlerde gözlediğimiz üzere bazen çok uzun süren dönemini oluşturmaktadır. İsmail Kamaz ise az ama öz sayıda şiirle bu süreci başarıyla kendi lehine yaşamıştır. Böylece hayat-şiir ilişkisinde tökezlemeden, imgeye boğulmadan, gidimli dilin kolaylığına kapılmadan, şiir dilinin dolambaçlı ve karmaşık dehlizlerinde kaybolmadan, şiir dilini hayatın zenginliği ve şaşırtıcılığı karşısında diri tutarak modern şiire bir katkı da sunmuştur İsmail Kamaz. Çoğunca algılandığı ve inanıldığı gibi şiirin anlık bir coşku işi (esin) değil şiir dilini çözme ve şiirin gerektirdiği poetik bilince sahip olma sonucunda bir inşa etme sorunu olduğunu da kanıtlamıştır. Aşağıdaki şiirde İsmail Kamaz'ın şiirinin özünü anlatmaya çalıştığımız bütün özelliklerini bulabiliyoruz, fazlalıklara yer vermeden temiz ve özlü bir anlatımla: Aşkın Muhabbetiİnsanı insan eden samimiyetin,İnsanı, insandan da eder.
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.