İkna kavramı, iletişimde sadece örgütsel ve kişilerarası iletişimde değil, reklam, pazarlama, halkla ilişkiler, kurumsal iletişim, siyasal iletişim vb. pek çok alanda karşımıza çıkmaktadır. İkna konusu çok uzun yıllardır üzerinde çalışmalar yapılan bir konudur. Aristotales'in "Retorik" eserine kadar uzanan bu geçmiş "etkili iletişim yetileri" şeklinde günümüzde de devam etmektedir. Özellikle halkla ilişkiler için "rıza üretimi" kavramının kullanılmaya başlanması ikna çalışmalarına olan ilgiyi de arttırmıştır.
İkna çalışmaları daha çok insan davranışını anlamaya ve bu davranışları kişinin rızasıyla istenilen doğrultuda değiştirmeye odaklanır. Fakat durum sanıldığı kadar basit değildir, söz konusu insan olduğunda genellemeler yapmak, tek bir nedene ve sonuca odaklanmak kişiyi yanlışa sevk edecektir. İnsanı ve davranışını anlama çabası, onun varoluşunu sorgulamaktan, toplumsallaşma sürecine kadar, kişiliğinden, ihtiyaçlarına ve beklentilerine kadar, tutumlarının nasıl oluştuğundan bu tutumların davranışa nasıl dönüştüğüne kadar çok geniş bir perspektifle değerlendirmeyi zorunlu kılar. İnsanı davranışa iten temel motivler, tüm bu motivler arasında bireyin denge arayışı ayrıca üzerinde durulmayı gerektirir. Hedefte istenilen etkinin yaratılması ya da var olan tepkilerin istenilen doğrultuda şekillendirilmesi, karmaşık süreçlerin doğru bir şekilde çözümlenmesine ve insanı harekete geçiren motivasyon unsurlarının etkili bir biçimde uygulanmasıyla mümkündür. Bu saptamalar çerçevesinde "İknanın Sosyal Psikolojisi", insanı ve davranışlarını anlamaya odaklanan psikoloji kökenli kuramları iletişim perspektifinden değerlendirmektedir.
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.