Ölüm sonrası yaşamın imkânı ve mahiyetine dair tartışmalar teistik dinlerin teolojilerinde geniş bir literatür oluşturmaktadır. İslam düşünce tarihinin erken safhalarında nefs ve ölüm sonrası hayata dair materyalist görüşler ağırlıkta iken, özellikle İbn Sînâ’dan itibaren düalist kuramlar yaygın biçimde benimsenmiş ve savunulmuştur. İbn Sînâ’nın insani nefsin gayr-ı maddi bir töz olduğuna dair görüşü ve bu görüşün ölüm sorası hayata dair tazammunları, İslam düşünce tarihinde nefs ve ölüm sonrası hayata ilişkin tartışmalarda büyük bir kırılmaya yol açmıştır. Kendisinden sonra gelen düşünürler, ölüm sonrası yaşamın mahiyetine dair görüşleri nedeniyle yer yer onu çeşitli açılardan eleştirseler de ölüm sonrası yaşamın imkânı noktasında onun düalizmini takip etmekten çekinmemişlerdir. İbn Sînâ’dan günümüze kadar bu konuda yürütülen tartışmalar nefsin mahiyetini sorgulamaktan ziyade, bedensel ölümden sonra nefsin yaşamının mahiyeti üzerine odaklanmıştır. Elinizdeki bu çalışmada, İbn Sînâ’nın nefsin mahiyetine dair kuramı ve bu kuramın ölüm sonrası hayatın imkanı ve mahiyetine dair tazammunları incelenmiştir.
(Tanıtım Bülteninden)
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.