Hierapolis kenti ve termal suların oluşturduğu traverten havuzları, var oluşundan bu yana, içinde yaşayanları, gelip geçen gezginleri, yolcuları büyülemiştir; ana caddeden geçen yolcular kentin görkemli anıtsal çeşmelerinde soluklanmışlardır; termal suların beslediği kentin hamamları ise temizlenme, arınmanın yanı sıra şifa dağıtmıştır. Tiyatro diazomasına kazınmış satırlarda bu özelliği nedeniyle Hierapolis’e övgüler dizilmiştir:
“…Kutsal kent, altından kent, sen geniş Asya’nın en elverişli topraklarına sahipsin; Nymphelerin efendisi (senin) görkemli sularınla süslü…” (çeviri, T. Ritti).
Hierapolis’in, ayrıntılı rehber bilgi, fotoğraf, çizim, harita ve planlarla tanıtımının ardından, güneyinde Laodikeia, Apollonia Salbake, Sebastapolis, Herakleia Salbake, Herakleia Hieron; güneydoğusunda Heredotos’ta ismi geçen Honaz (Kadmos) Dağı eteklerinde Kolossai; güneybatısında Aphrodisias, Attouda ve Baba Dağı yamaçlarına kurulmuş Trapezopolis; kuzeybatısında Lykos’un (Çürüksu) Menderes Nehri’ne kavuştuğu yerde kurulmuş Tripolis; kuzeydoğusunda Apollon Lairbenos Tapınağı, Beycesultan Höyüğü ve Eumeneia antik yerleşimi ile yakın çevresindeki Selçuklu ve Osmanlı Dönemi izlerini günümüze taşıyan kervansaray, cami, hamam, türbe ve sivil mimari örnekleri de kitap sayfaları arasında yer bulmuştur.
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.