İçindeki sevgi büyüdükçe çiçek olur, ağaç olur, bulut olur, güneş olur. Güneş çekildiğinde alacakaranlıktan korkmayacak sevgi. O zaman yıldız olur, ay olur. Sürgit kalmaz karanlık, gecenin koynunda. Kimi zaman aydınlık, kimi zaman karanlık. Fark eden bir şey var mı? Fark edilmesi gereken şey: Ben kimim? Nereden geliyorum, nereye gidiyorum? Sorduğun sorulara yanıt veremezsin kimi zaman. Tutsak olamazsın zihninin oyunlarına. Yenilgi kolay. Esir bir kuşsun o zaman. Görmezden geldiğin özgür ruhun, özgür bedeninde, kafese benzettiğin; küçücük, etrafı kapalı, daracık bir alanın ortasına tutsak bırakan avcı. O avcı sensin. Kafanda yarattığın, "esir kuş oyununu" çok sevdi zihnin. Sevdikçe sen inandın, inandıkça zihnin coştu. Sen tükendin, zihnin var oldu. Sonra sordun. Neden? Nedenlerin, nedenlerini aramadan. Kızdın, silahı kendine çevirdin. Öfkelendin, köpürdün, dalga oldun, deniz oldun, sel oldun, kum olamadın. Kayboldun okyanuslarda, mercan adalarına tutunamadın, mercan değildin. Yunusların peşine takılıp gidemedin, yunus değildin...
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.