Tanrı dünyadaki toprakları halklar arasında pay etmeye karar verir ve kararını melekleri aracılığı ile tüm insanlara bildirir. Dağıtım gününde Tanrının huzurunda hazır bulunan tüm halklara, kendilerine ayırılan topraklar dağıtılır, herkes evine döner. Bir gün sonra Abaza gelir, Tanrı’nın huzuruna çıkar ve utangaç bir tavırla;“Ben” der, “Söz verdiğiniz toprağı almak üzere gelmiştim...”“Ama toprakları dün dağıttım. Peki, sen neden dün gelmedin?”“Affedin, gelemedim. Bir Tanrı misafirim vardı ve onu bırakamazdım.”Tanrı Abaza’nın bu yanıtından ziyadesiyle etkilenir, çünkü misafire kendi emaneti olarak bakılmasını emreden O’dur. Bu şekilde Abaza, Tanrı’nın affına mazhar olur.“Aslında bütün toprakları dağıttım. Ama yaptığın güzel davranış yüzünden seni yurtsuz bırakamam. Bu nedenle sana kendim için ayırdığım küçük ama cennet parçası gibi bir ülke vereceğim. Burası dağlarla deniz arasında, orman, göl, nehir ve eşsiz güzelliklerle donatılmış bir ülkedir. Ancak seni uyarıyorum. Böyle bir yere herkes sahip olmak isteyecektir, onu korumak zorlu olacaktır. Onu koruyup kolladığın sürece sana ve soyuna hep mutluluk ve bereket bahşedeceğim. Eğer başkalarına kaptırırsan beni üzersin...”Abhaz, Tanrıya teşekkür etti, güzel vatanına APSNI adını verdi ve sonsuza dek korumaya yemin etti.O günden beri Abhazlar Tanrının bu değerli armağanını canlarından daha aziz saydılar, sofralarından Tanrı misafirini, kalplerinden saygı ve sevgiyi eksik etmeden kültürlerini günümüze kadar taşıdılar. Topraklarına el koymak isteyenlere karşı canları pahasına mücadele ederek, binlerce yıldır Tanrıya karşı asla mahçup olmadılar.Efsaneye göre, Abhazlara kendine ayırdığı toprakları veren Tanrı ise, o gün bugündür yeryüzündeki cenneti Abhazya’da yaşar. Abhazya hem Abhazların yurdu hem de Tanrı’nın dünyadaki dinlenme köşesidir...
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.