“Sosyoloji, antropoloji, arkeoloji ve siyaset felsefesinin temel fikirlerine cesur yorumlar getiren, modern uygarlık üzerine kapsamlı bir inceleme.”
New York Times
Tarımın ve şehirlerin gelişiminden devletin, demokrasinin ve eşitsizliğin kökenlerine kadar sosyal evrim hakkındaki en temel varsayımlarımıza meydan okuyan ve insani özgürleşme için yeni olasılıklar ortaya koyan, insanlık tarihine dair yepyeni bir yaklaşım...
Nesiller boyu uzak atalarımız ya özgür masumlar ya da haydut savaşçılar olarak ilkel açıdan nitelendirildi. Bize uygarlığın ancak başlangıçtaki bu özgürlüklerimizden vazgeçerek ya da temel içgüdülerimizi kontrol altına alarak elde edilebileceği söylendi. David Graeber ve David Wengrow, bu tür teorilerin ilk olarak 18. yüzyılda, yerli gözlemciler ve entelektüeller tarafından Avrupa toplumuna yöneltilen eleştirilere karşı muhafazakâr tepkilerin nasıl ortaya çıktığını gösteriyor. Bu tartışmanın yeniden ele alınması tarımın, mülkiyetin, kentlerin, demokrasinin, köleliğin ve uygarlığın kökenleri de dahil olmak üzere, bugün insanlık tarihini nasıl anlamlandırdığımız konusunda çarpıcı sonuçlar doğurmaktadır.
• Eğer insanlar evrimsel geçmişlerini küçük avcı-toplayıcı gruplar
hâlinde geçirmedilerse bunca zaman ne yapıyorlardı?
• Tarım ve şehirleşme hiyerarşi ve tahakkümün pençesine düşmek
anlamına gelmiyorsa ne tür sosyal ve ekonomik örgütlenmelere yol açtı?
Arkeoloji ve antropolojide çığır açan araştırmalara başvuran yazarlar, kavram zincirlerimizi bir kenara bırakıp gerçekten olan biteni algılamayı öğrendiğimizde tarihin nasıl çok daha ilginç bir hâl aldığını göstererek insanlık tarihinin seyrinin sanıldığından daha belirsiz, daha eğlenceli ve umut dolu olasılıklarla dolu olabileceğini ortaya koyuyor.
Her Şeyin Şafağı, insanlık tarihine dair anlayışımızı kökten değiştirerek yeni özgürlük biçimlerini, toplumsal örgütlenmenin yeni yollarını hayal etmeye giden bir yol çiziyor.
“Sadece bir kitap değil, entelektüel bir şölen. Her bölümünde zihinlerimizde yer etmiş düşünsel kalıpları kolayca yerle bir etmeyi başarıyor. Titiz, derin araştırmaların ürünü olması ve keyifle okunması da cabası.”
Nassim Nicholas Taleb
(Tanıtım Bülteninden)