Senai Demirci, terapist olarak insanın iç acılarını keşfederek, insan olmanın gizli ağrılarını duyarak yazıyor duaları.
Dünya, bir “aşağı-yer”dir insan için. Gövdesi sığar ama gönlü sığmaz dünyaya. Bedenini ağırlar ama ruhuna ağır gelir. Kalıbını besler ama kalbini aç bırakır. Her sevda bir vedayı besler. Vuslatlar hasretleri doğurur. Kavuşmalardan ayrılık kokusu gelir. Sancılar doğurur insan. Yakıcı âh’ları közler gönlünde.
“Meryem gibi, kendini sancıyla doğurmak ister insan” diyor Senai Demirci. Terapist olarak insanın iç acılarını keşfederek, insan olmanın gizli ağrılarını duyarak yazıyor duaları. Klişe metinleri tekrarlamak yerine; insanın ateşli telaşlarına refakat ediyor, varoluşsal sancılarını dua diye okuyor. Çelişkilerden, kırıklıklardan, düşüşlerden, vefasızlıklardan yana yakıla, avuç içine çizilmiş çizgileri gösteriyor. Bedeli ödenmiş sözleri, acısı çekilmiş şiirleri de duanın parantezine alıyor. Dünya gecesinin siy/âhını okuyor, ebedi sabah ümidini canlı tutuyor. Her renkten her dilden her milletten insanı aynı duanın avuçlarına koyuyor.
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.