Edebiyatla psikanaliz arasındaki ilişkiye yoğunlaşan denemelerinde şu soruları soruyor Phillips: Psikanaliz ve edebiyat ne işe yarar? Ortak noktaları ve farkları nelerdir? Bu iki alana neden yöneliriz? Psikanaliz vaatlerini yerine getirebildi mi? Adam Phillips’i, psikanalizden hareketle edebi, kültürel ve siyasi analizler üreten çağdaşı pek çok yazardan ayrı ve özel kılan şey, meslekten psikoterapist olmasına rağmen, psikanalize yaklaşımındaki alçakgönüllük ve onu hayatı anlayıp anlatmanın olası yollarından yalnızca biri olarak görmesidir. Psikanalizi mutlak bir hakikat ve kişinin kendisi hakkında bilgilenmesinin temel bir aracı olarak ele almaktan çok, mutluluk ve ilham arayışında işe yarayabilecek söz dağarcıklarından biri olarak görür. "Benim açımdan -birçok nedenden ötürü- her zaman yalnızca bir kategori olmuştur, o da edebiyattır; psikanaliz onun bir parçası haline gelmiştir," der. Bu kitabı da öyle: Edebiyatçılara psikanalizin gizli saiklerini öğretmeye kalkışmak yerine, edebiyattan öğrenilmesi gereken çok şey olduğunu teslim ediyor Phillips. Okura ilginç sorular yönelten, mevcut kalıpları zorlayan bu denemelerin zevkle ve çok şey öğrenerek okunacağından eminiz.
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.