İslâm tarihinde etkili şahsiyetlerinden biri olan dördüncü halife Hz. Ali (ra), çocukken Müslüman olmuş ve vefatına kadar Hz. Peygamber’in izinde ve hizmetinde bulunmuştur. Hz. Peygamber’in (sas), amcası Ebû Tâlib’e destek olmak amacıyla Hz. Ali’yi yanına almasından dolayı çocukluğunu onun evinde geçirmiştir. Medine’ye hicret ettikten sonra Allah Elçisi’nin kızı Hz. Fatıma ile evlenmiş, bu sebeple aileye daha yakın bir konumda olmuştur. Hz. Peygamber döneminde meydana gelen savaşlarda öne çıkan Hz Ali, Hz. Osman’ın mazlum olarak evinde kuşatılmasından ve katlinden sonraki kriz ortamında istemediği koşullarda hilafete gelmiştir. Hilafeti döneminde Müslümanlar arasında meydana gelen bölünmeyi ortadan kaldırarak birliği sağlamak ve krizi çözmek için çaba harcamışsa da umduğu hedeflere ulaşamamıştır.
Hz. Ali’nin fitne dönemindeki tutumu, onun İslâm’a bağlılığı ve ilkeli duruşuyla dikkat çeker. Attığı her adımda Allah’ın rızasını gözetmeyi hedefleyen Hz. Ali’nin ashab arasında ilmî kişiliğiyle de öne çıktığını söylemek gerekir. Hilafeti dönemindeki uygulamalarıyla Müslümanlar arasındaki ihtilaflı konularda nasıl davranılması gerektiğine dair hukukî modellik oluşturmuştur.
Hz. Ali’nin tarihi kişiliğinin yanında tarihte ona atfedilen bir imaj da vardır. Tarih boyunca hem ilmî kişiliği ve duruşuyla hem de onun şahsiyeti etrafında oluşan kabullerle etkili olmuş ve gündemde kalmıştır.
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.