Ansızın bir fırtına başladı, tüm gerçekler saklandığı yerden bir bir çıktı.
Hikâyelerinin mürekkeple değil, kanla yazıldığını fark ettiklerinde kayıplar vermeye çoktan başlamışlardı.
Mihrinaz Akşahin, geçmişinin kanlı pençesini ensesinde hissetmesine gerek kalmadan, çoktan dedesi tarafından şehirden uzaklaştırılmıştı. Fakat her gece gördüğü düş, onu hâlâ takip ediyordu.
Zamir Hancıoğlu, rüyalarla ulaşabildiği kadını korumak için onu gölge gibi takip eden adamın ta kendisiydi.
O kapalı bir kutuydu ve anahtarı kaybolmuştu.
Geçmişin pençesi onları yakaladığında ruhları kirlenecek, derin kuyulara atılmış günahlar gün yüzüne çıkacaktı. Suçların bedeli ödenmeye başladığında ise geçmiş geleceği acımasızca kamçılayacaktı.
“Kirpikleri daima ıslak olan küçük kız, seni iyileştirmek bana borç olsun.”
Fakat iyileştiremedi beni.
Tüm geçmişimi bıçak hâline getirip o bıçağı tam göğsüme sapladı.
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.