Nermin Tenekeci ilk kitabı Yoksa’da, hafızanın katmanları arasında gidip gelen karakterleri ile insani özün ortaya çıktığı ‘an’lara dikkat çeken öyküler kaleme almıştı. “Uzun, uzak, ücra yerlerde, sahipsizliği, çarpıklığı ve tenhalığıyla iç burkan benzin istasyonları gibi” kendi kaderlerine terk edilmiş insanlar, hayatlarının kendilerini savurduğu yer neresi ise orada masumiyet ile suç arasındaki ince çizgide dolanıp dururlar. Her şey bir anda olup biter; “bir şimşek çakımı, bir akbil basımı esnasında... Bir serçenin bir daldan havalanması, bir karabatağın bir balığı kapması süresinde…” Sonunda o kısacık anda, çocukluğun belleğine nakşedilmiş uzak bir hatıra dönüp dolaşıp sahibini bulur…İkinci kitabı İnsan Hatırlar’da, insanlığın bam tellerine dokunan dehşetengiz hâllerin öyküsünü yalın bir üslupla anlatmış; güçlü betimlemelerle kurulmuş canlı sahnelerin eşlik ettiği bu öyküleriyle sorular sormuştu: “İnsan neyi hatırlar veya hatırlamalı?” “İnsanın en çok unuttuğu şey değil mi hatırlamak?” Ve nihayet “İnsandan geriye ne kalır?” Geriye kalan, bir bakış, bir gülüş, bir söz ve bir hikâyedi
(Tanıtım Bülteninden)
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.