Hayallerine ulaşan cesur bir asker olarak ilk görev yerime atandığımda, verdiğim savaşı kazanmış olmanın haklı gururu vardı üzerimde. Ancak daha ilk günden ekipte istenmediğimi öğrenmek hayallerimi yıkmak için yetmişti.
Kazandığım zaferin göstermelik olduğunu yeni bir savaşın içine girdiğimde anladım. Tüm söylenenlere inat mesleğimden ödün vermemek için dimdik ayakta dururken, kapımı çalan aşka karşı hazırlıksızdım. Beni istemeyen bir adama âşık olacak kadar da aptaldım.
Zorlu görevler, korkusuz bir ekip, gözü kara bir adam, saklanan sırlar ve acılarla dolu hayatın içine hızlı bir giriş yaptığımda artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı.
Canımız yanacak ama alışacaktık… Biz bu meslekte en çok bunu öğrenmiştik.
“Tan vakti,” dedim hayranlıkla. Geç de olsa anlamıştım; bu manzarayı görmemi istemişti. Tan vakti, güneşin doğduğu zamandı. Kara gözleri beni bulduğunda gülümsedi. “Doğma vaktin geldi Güneş.”
(Tanıtım Bülteninden)
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.