Elimi bir başkasının avucuna koymak hep mutluluğun tanımı olmuştur benim için. Pek çok kez uyumadan önce -bilinci kaybetmemek ve daha büyük olan ülkeye gitmemek için verilen o küçük mücadelede- pek çok kez, uykunun büyüklüğüne doğru gitme cesaretin sahip olmadan, biri benim elimi tutuyormuş gibi yaparım ve uyku denilen o muazzarn şekilsizliğe doğru giderim. O zaman da cesaretimi toplayamayınca düşe dalarım.
Şimdi uykuya gitmek özgürlüğüme gitmem gereken yola o kadar benziyor ki. Kendimi anlamadığım bir şeye vermek, kendimi hiçliğin kıysına bırakmak demek. Sadece gitmek, tarlada kaybolmuş kör bir kadın gibi. O yaşam denen doğaüstü şey. Tanıdık olsun diye evcilleştirdiğim yaşam. Kendinden geçmek denen o cesur şey, Tanrı'nın tekin olmayan eline uzanmak ve cennet denen o şekilsiz şeye girmek gibi. istemediğim bir cennet! Yazarken ve konuşurken biri elimi tutuyormuş gibi yapmak zorunda kalacağım...
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.