“Ey insanlar! Malumunuz olsun ki, bütün kahraman askerlerim, bütün İslam’ın sırtını dayadığı yer, manevi gücün desteği olan Medine’yi, son fişengine, son damla kanına, son nefesine kadar korumaya ve kollamaya me’murdur. Bu asker, Medine’nin enkazı ve nihayet Ravza-ı Mutahhara’nın yeşil türbesi altında, kan ve ateşten dokunmuş kefenle gömülmedikçe, Medine-i Münevvere kalesinin burçlarından ve yeşil kubbesinden al sancağı alınmayacaktır.
Ey Osmanlı ordusunun yiğit subayları! Ey her cenkte cihanı tir tir titretmiş yiğit Mehmetçiklerim! Gelin hep beraber Allah’ın ve işte huzurunda huşu ve aşk içinde gözyaşları döktüğümüz Peygamber’in karşısında, aynı yemini tekrar edelim... Ve diyelim ki; ‘Ya Resulallah, biz seni bırakmayız!’”
İstanbul hükümetinin Medine’yi teslim edin emrine rağmen yedi ay daha savunmayı sürdürdük. Ama sonunda asker açlıktan çekirge yemeye başladı, Fahreddin Paşa kendi komutanları tarafından İngilizlere teslim edildi. Medine Savunması’nın en hazin tablosu o gün yaşanırken; Paşa kendini uğurlayan askerlerine tek tek sarıldı “Hakkınızı helal edin, siz görevinizi yaptınız” dedi. Rasûlullah’ın türbesindeki gümüş parmaklıklara yüzünü yasladı: “Ya Rasûlullah! Seni korumak için buraya geldim ama beni de korumak sana düştü.”
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.