“Öğretmenler, öğrenciler ve yöneticiler kendine ait olmayan bir resmin pazılını yapmaya çalışmaktadır. Öğretmenler, amaçsız öğretmeler gerçekleştirmekte; öğrenciler amaçsız öğrenmeler gerçekleştirmekte; yöneticiler de amaçsız yönetimler gerçekleştirmektedir. Amaçsızlık kadar insanı yiyip bitiren bir şey yoktur.”
“Elbette ki, bu amaçsızlık, ne öğrencinin, ne öğretmenin ne de yöneticinin suçudur. Bu durum eğitimin kimliksizliğindendir.”
“Eğitime bir kimlik kazandırılmalıdır. Bu kimlik, kendi öz değerlerine dönmekle mümkün olacaktır. Beslenme kaynağı kendi öz değerleri olan bir eğitim sistemi hem yetiştirdiklerine hem de kurumsal yapısına kişilik ve karakter kazandıracaktır.”
“Türkiye, kadim bir geleneğin devamı olarak, eğitim sisteminde özgün olabilir. Ne çağcıl gelişmelere kapılıp gitmek, ne de onlara yüz çevirmek, kadim geleneğimizin düsturu değildir. Bir pergel metaforu ile bir ucu kendi geleneğinde sabit, diğer ucuyla etrafı inceleyen, anlatan, öğreten bir eğitim sistemi kurabiliriz. Böylece bu sistemde öğrenci bir kimlik kazanır ve özgün olur; öğretmen, insanı ve hayatı gelenek paradigmasına göre kurgular; yönetici sadece yasalarla değil, vicdanla ve gönülle de okulu yönetir.”
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.