Edebiyat Nedir, 20. yüzyılın en etkili düşünür ve yazarlarından Jean-Paul Sartre’ın 1940’ların sonlarındaki kültleşmiş kitaplarından. Kuram ve eylem adamı niteliklerini birleştiren, yazar-aydın kimliğiyle yaygın bir etki uyandıran Sartre, döneminde tartışmalara yol açan bu kitabında edebiyat kavramını ‘yazar’, ‘yazarın görevi’ ve ‘okurun konumu’ üzerinden üç ayrı kategoride ele alıyor. Yazarı, çağının dünyasına sırt çevirmeyen, yaşadığı dönemin gerçeklerinden, çıkmazlarından esinlenerek tavrını ve eylemini belirleyen aydın olarak görüyor. Bireyin kökten özgürlüğünü savunan varoluşçuluğun bu büyük sözcüsü, okurlarını da özgürleşme sürecine taşıması gereken aydının görevini ‘yazarken değiştirmek, yazarken özgürleştirmek’ diye tanımlıyor. Edebiyata ‘bağlanma’ kavramı açısından yaklaşırken, Aydınlanma Çağı’nın gününün tanığı aydınını övüyor, 19. yüzyılın burjuva ahlâkını dayatan gerçekçi yazarlara ateş püskürüyor. Sartre’ın edebiyatı olduğu kadar yazarı da sorgulayan bu kült metni, her insan herkes karşısında her şeyden sorumludur’ diyen Dostoyevski’nin sözlerini doğruluyor.
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.