Nazi rejiminin miras bıraktığı ölümün ve yıkımın artçı şoklarına odaklanıyor. Savaş sonrasında kendine normal bir hayat kurmaya çalışan Robert Fähmel’in rutin alışkanlıklarının, oğlu Joseph’in kız arkadaşıyla olan konuşmasının ve sekseninci doğum gününü kutlayacak olan aile reisi Heinrich’in gençlik yıllarının bile ardında herkesin unutmaya çalıştığı ancak kaçamadığı bir geçmişin lekesi vardır. Halen savaşın yaralarını tam olarak sarmamış bir ülkenin toplumsal belleğinde yaşanan tahribatı monologlar ve geriye dönüşlerle zengin bir anlatı halinde resmeden bir modernist başyapıt.
“Böll’ün Thomas Mann’ın gerçek mirasçısı olduğu iddiasını savunmak için Dokuz Buçukta Bilardo yeterli olacaktır.”
The Scotsman(Tanıtım Bülteninden)
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.