"Kuşkusuz, bilmek insanı boğar. Kuşkusuz bilmek, insanı öldürür.
Dünya ve memleket nerde buluşabilir bu iki yargı ekseninde? Gerçekten de dünyanın tek bir dili, ortak bir dili olabilir mi? Konuşulan, yazılan, çizilen bir ortak dil… Basit gibi görünen bu soru aslında varlığın edimleri açısından son derece zordur, hatta imkânsız bir sorudur. Çünkü bu soruya verilebilecek tüm yanıtlar ister istemez savrulmak durumundadır. İşte bu istemsiz savrulmaya, zorunlu imkânsızlığa şiir denir. Dolayısıyla herkes şiir yazar ama herkes yazdığı şiiri başka şeylere, başka gerçeklere dayandırarak açıklamak durumundadır. Böyle söyleyişimin nedeni, herhangi bir sanat eserine bakıldığında onda ilk gördüğüm şeyin şiir olmasındandır. İşte bu kitap boyunca akan söyleşilerde şairler farklı biçimlerde savrulmuşlar ve nihayet itibari ile şiiri aramışlar... Olumsuz bir şey söylemiyorum; aksine olması gereken olmuş demek istiyorum.
Levent Karataş nokta atışından ziyade, nokta tadışı sorularıyla şairlerini kimi zaman kendini savunmak zorunda bırakmış, kimi zaman da soran biri olarak (yine soruları ile) aldığı yanıtlara şaşırdığını anlatmaya çalışmıştır. Bu son derece ilginç ve faydalı bir yöntem olarak çıkar karşımıza. Dövüşenlerle yaşayanlar arasındaki ayrım böyle anlaşılmazsa, nasıl anlaşılır?
Birbirinden önemli isimler, birbirinden kıymetli cevaplar… Kuşkusuz, şair okuyarak anlaşılır. Kuşkusuz şair, okuyarak anlaşılır."
Onur Akyıl
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.