Sesimizin yetmediği, elimizin ulaşmadığı yerlere hitap edebilmek için derdimizi yazmak dışında şansımız yoktu.
Türkçülüğe dair yazdığım ilk şey duvar yazısıydı.İlk yazılı kâğıt, kostikle yapıştırılan duvar afişiydi.Slogandan öte yazdıklarıma, el bildirisi yazarak başladım.
Tıpkı o duvar yazıları, afişler,bildiriler gibi burada okuyacağınız birçok yazı da -istediğimiz kadar olmasa da- etki etti. Gelen tepkiler iki türlü oldu:
1- Gönlümüzü açtıklarımızın, derdimizi, tasamızı paylaştıklarımızın gönlüne dokunduk.2- Kuyruğuna bastıklarımızın öfkesi, nefreti, bitmeyen soruşturmalar, ifadeler, daha önce adını duymadığımız cezalar…
Belki bir gönle daha dokunur, belki bir kuyruğa daha basar diye nispeten çok okunanları, bir mahkeme konusu olanları, bir işe yarayacağını umduklarımı derledim.Sevgilerle…
Caner Kara
(Tanıtım Bülteninden)
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.