Arkadaşını Davet Et


Daha Adil Bir Dünya Mümkün - Recep Tayyip Erdoğan
Daha Adil Bir Dünya Mümkün - Recep Tayyip Erdoğan
Daha Adil Bir Dünya Mümkün - Recep Tayyip Erdoğan
Daha Adil Bir Dünya Mümkün - Recep Tayyip Erdoğan
Daha Adil Bir Dünya Mümkün - Recep Tayyip Erdoğan

Daha Adil Bir Dünya Mümkün - Recep Tayyip Erdoğan (T27163)

0.0
Lieferant : Minber
Geldpunkte : 0
Rabatt-rate : %55 Rabatt
inkl. MwSt : $17.91
mit Rabatt : $8.06
inkl. MwSt : $8.06
Strichcode : 9786257548083

Daha Adil Bir Dünya Mümkün - Recep Tayyip Erdoğan



Ürün Özellikleri :

  • Yayınevi :Turkuvaz Kitap
  • Yazan : Recep Tayyip Erdoğan
  • Kapak Kalitesi : Karton Kapak
  • Sayfa Kalitesi : İthal Kağıt
  • Dil : Türkçe
  • Sayfa Sayısı :211
  • Ebat : 14 X 21 cm
  • Ağırlık : 238 gr
  • Barkod : 9786257548083



ÖNSÖZ

Bugün dünya genelinde en fazla ihtiyaç duyulan konuların başında adalet geliyor. Küresel adaleti tesis etmekle yükümlü kurumlar ne yazık ki büyük bir atalet içinde bulunuyorlar. Merhametini yitirmiş bir çağda bizlere adaletin temsilcisi, vicdanların sesi olma sorumluluğu düşüyor.
Müstakil olarak kaleme aldığımız bu eserde, Türkiye’nin tüm insanlık için ortaya koyduğu adalet arayışını ayrıntılı bir şekilde anlatıyoruz. Yeryüzündeki adaletsizlik, ayrımcılık ve çifte standardı, Birleşmiş Milletler örneğiyle gözler önüne seriyoruz. Özellikle de “sadece veto hakkına sahip beş ülkenin çıkarlarına hizmet eden” Güvenlik Konseyi’nde kapsamlı bir reform ihtiyacına dikkat çekiyoruz. Küresel adaletsizlik, mülteci krizi, uluslararası terörizm ve İslam karşıtlığı başlıklarında küresel siyasetin açmazlarına işaret ediyoruz. Birleşmiş Milletler’in meşruiyet, işlevsellik, etkinlik, kapsayıcılık, temsil ve yönetişim sorunlarına değiniyoruz. Ayrıca temsilde adaletin sağlandığı ve veto imtiyazının kaldırıldığı bir Birleşmiş Milletler için ilkeli, kapsamlı, stratejik ve uygulanabilir reform önerisiyle daha adil bir dünyanın mümkün olduğunu vurguluyoruz.
Birleşmiş Milletler, İkinci Dünya Savaşı sonrasında küresel barışın teminatı olarak kurulmuştu. Ancak gelinen noktada
maalesef insanlığın barış ve refah beklentilerini karşılamaktan uzaklaşmış, tüm dünyanın değil güçlülerin menfaatini teminat altına alan bir yapıya dönüşmüş durumdadır. BM Bosna Hersek, Afganistan, Irak, Libya ve Suriye’de yaşanan zulümlere seyirci kalırken, uluslararası hukuk da İsrail’in zalimce uygulamalarını hiçbir zaman cezalandırmadı. Güvenlik Konseyi hakkaniyetli bir şekilde tüm dünyanın temsil edildiği bir yapıda olsaydı, bu kadar haksızlık ve yıkım meydana gelmezdi.
Bugün dünyanın en önemli sorunlarından biri de ülkeleri ve küresel istikrarı tehdit eden terör örgütleri karşısında takınılan ikiyüzlü ve samimiyetsiz tavırdır. Onca acıya rağmen, terör örgütlerinden medet ummaya kadar varan bu çarpık anlayış olduğu müddetçe, terör örgütleriyle sonuç alıcı şekilde küresel bir mücadele yürütülemeyeceği ve insanlığın hiçbir sorununun çözülemeyeceği ortadadır.
Batı’da yükselişe geçen İslam karşıtlığı, daha açık ifadeyle Müslüman düşmanlığı da geçmişte Müslümanlara yönelik katliamlara kadar varan acılardan ders çıkarılmadığını ortaya koyuyor. İslam karşıtlığı uygulamalarının kimi ülkelerde devlet eliyle himaye edilmesi ve kanunlar yoluyla meşrulaştırılmaya çalışılması da karşı karşıya olduğumuz tehdidin vahametine işaret ediyor. Dünya barışı ve insanlığın huzuru için, Birleşmiş Milletler’in bu hayati konuda da adımlar atması, tedbir alması şarttır. Fakat teşkilatın mevcut sorunlu yapısıyla bu da pek mümkün görünmüyor. Geçmişin ihtiyaçlarına göre şekillenmiş kuramlarla günümüzün sorunları çözülemez. Hatta bu kuramların yeni sorunlar ürettiği de aşikârdır.
Güvenlik Konseyi’nin mevcut yapışma göre, dünya nüfusunun dörtte üçü etkisiz ve yetkisiz bırakılmış durumdadır. 8 milyar insanın kaderi, hesap dahi vermeyen beş ülkenin insafına, hırsına, çıkarma ve kaprislerine terk edilemez. Bu durum ne adildir ne de sürdürülebilir.
Bizim anlayışımıza göre, dünyanın düzenini, kurtuluşunu ve mutluluğunu sağlayacak olan adalettir. Daha adil bir dünya için de umut ve güven veren bir küresel düzene ihtiyaç vardır. Tüm eksiklerine rağmen, eğer gerekli reforma tabi tutulursa Birleşmiş Milletler zemininin bu doğrultuda önemli bir imkan olduğunu düşünüyoruz. Türkiye olarak Güvenlik Konseyi başta olmak üzere, Birleşmiş Milletler’in yapısında ve işleyişinde kapsamlı bir reforma gidilmesi gerektiği çağrımızı her fırsatta yineliyoruz. Güçlünün haklı olduğu değil, haklının güçlü olduğu bir sistem tesis edilene kadar “Dünya beşten büyüktür” demeye devam edeceğiz.
Recep Tayyip Erdoğan, 2021

İÇİNDEKİLER

ÖNSÖZ 13
GİRİŞ 23
1.BÖLÜM
Uluslararası Siyasette Çifte Standart ve
BM’nin Reform İhtiyacı 37
KÜRESEL SİYASETİN AÇMAZLARI 48
BM'NİN MEŞRUİYET SORUNU 60
KÜRESEL ADALET SORUNU 64
MÜLTECİ KRİZİ 74
ULUSLARARASI TERÖRİZM SORUNU 83
İSLAM KARŞITLIĞI 93
BM'NİN İŞLEVSELLİK VE ETKİNLİK SORUNU 102
KAPSAYICILIK VE TEMSİLSORUNU 116
KÜRESEL YÖNETİŞİM SORUNU 121
2.BÖLÜM
Birleşmiş Milletler Reformu 129
REFORM İHTİYACI 139
BİRLEŞMİŞ MİLLETLER REFORMUNA YÖNELİK İLKELER 146
MEVCUT REFORM TEKLİFLERİNİN SORUNLARI 152
İLKELİ, KAPSAMLI VE STRATEJİK BİR ÖNERİ 173
TEMSİLDE ADALET 178
GENEL KURUL VE GÜVENLİK KONSEYİ İLİŞKİSİ 183
VETO İMTİYAZINI KALDIRMAK 188
UYGULANABİLİR BİR TEKLİF 193
SONUÇ 203
cultureSettings.RegionId: 0 cultureSettings.LanguageCode: DE