Geniş düzlüğün sonuna geldiklerinde Nevres, aslında bir dağın zirvesinde olduklarını, gidecek yer kalmadığını, az ileride doruklarında vahşi kuşların döndüğü başka bir dağın yükseldiğini gördü. Hiçbir dağ bitmiyordu işte. Tam zirveye ulaştığına inanmışken bir başka dağ dikiliyordu önüne. Nasıl yapacağını, birbirinin içinden çıkan dizi dizi dağı aşıp aşamayacağını, dahası artık bunu isteyip istemediğini bilmiyordu. Ömründe ilk kez yılmış, başladığı bir işin sonunu getiremeyeceğini hissetmişti. Bir yeni dinin doğuşu. Tayrzar Kabilesi'nden Ammar'ın oğlu Nevres anlatıyor. Istıraplar, kalbi aysız gece kadar karanlık adamlar, Kureyş kervanları, Mekke'nin zenginleri, köleler, ömre bedel aşklar, kafileler, cenk hançerleri, han gürültüsü, çöl uğultusu, esirgeyen ve bağışlayan Allah... Medine, Taif, Hicaz...Kızıldeniz'in birbirine benzeyen sahilleri, Ali ile çatışan Muaviye...Sami Özbil, Çöl Devrimi'nde sadece Nevres'in değil Asr-ı Saadet'in hikâyesini anlatıyor.Gürül gürül akan bir nehir gibi çağlayarak farklı bir dönemi başka türlü resmediyor.
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.