Cezanne'in ölümünden sonra, anısına 'Galerie d'Automne'da düzenlenen sergiyi gezen Rilke, resimlerden çok etkilenir. Serginin üzerinde bıraktığı izlenimleri karısına bir dizi mektupla iletir. 6 Ekimle 24 Ekim 1907 arasında her gün bir mektup yazar. Mektuplardan anlaşıldığına göre, Cezanne'in sanatıyla tanışması Rilke'yi, Rodin'den daha fazla etkiler ve yaşamının sonuna kadar Cezanne'in yapıtlarının kendisi için son derece önemli örnek olduğunu açıklamaktan kaçınmaz. Bu kitapta yayınlanan mektuplar sanat konusunda, şaşılacak kadar derin, görüş ve düşünce içeriyorsa da, önem bakımından yalnızca sanat tarihini ilgilendirmenin çok ötesine taşıyor. Ünlü ressama ilişkin ilerideki inceleme ve araştırmaları büyük çapta önceliyor. "... Bir resmin renkler arasındaki iletişiminden nasıl doğup çıktığını, resim yapan kişinin nasıl kendi aralarında kozlarını paylaşmaları için renkleri tamamen kendi başlarına bırakması gerektiğini, şimdiye kadar Cézanne gibi öylesine açık seçik gösteren birisi çıkmamıştır. Renklerin kendi aralarındaki iletişimi, işte budur resim. Kim araya girer, kim şöyle ya da böyle olsun diyerek işi yönetmeye kalkar, kim bir insan olarak düşüncelerini ve esprisini çalışma sürecine katar, avukatlığa soyunur, entellektüel esnekliğini şu ya da bu şekilde işe karıştırırsa renklerin etkinliğine gölge düşürür, bozar onu."
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.