2000’lerin başından bu yana, kuş ve domuz gribi veya koronavirüs enfeksiyon (2003’te SARS, 2012’de MERS ve 2019-2020’de SARS-Cov2) dizileri, her seferinde insanlık ve uygarlıkları üzerinde ağır sonuçlara yol açarak çoğalıyor.
İnsan sağlığı, ekosistem gibi, insanlığın varlığını sürdürmesinin temelini oluşturur. Bu nedenle sağlık ve çevre kavramları, genellikle birlikte kullanılır; sağlıklı bir çevrede yaşama hakkı gibi.
İktisadi küreselleşme fetişizmi ile yeni bin yıla giren insanlık, “virütik küresel tehdit”le karşı karşıya. Küreselleşmenin itici güçleri olarak bilim ve teknoloji, COVID-19 pandemisi karşısında çaresiz.
Bugüne nasıl gelindiği belli: Doğa üzerinde egemenlik anlayışına ve sermayeye dayalı sanayileşmeden neoliberalizme ve iktisadi küreselleşmeye uzanan yolda, yerküre yağmalandı.
Ama gelin görün ki Wuhan menşeli COVID-19, yayılma hızı ve ölümcül etkileri bakımından, insanları öldürmek amacıyla üretilen silahlardan daha güçlü.
Çevresel felaketlerin kaynağı olarak bozulan “flora+fauna+homo sapiens” dengesini yeniden kurgulamak için çevre hukuku öne çıkmaktadır. Çevre hukukunu etkili bir biçimde uygulamaya geçirme aracı çevre hakkı olduğundan, kitapta bunun araçları inceleme konusu yapılmaktadır.
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.