Bu kitapta taşralı bir gencin düşlerini, beklentilerini, mutluluklarını, kırılganlıklarını ve uğradığı ihanetleri anlaşılır, yalın ve yer yer ironik bir dille okuyacaksınız.
Aslında tüm insanların yaşam kaosunda savrulma sebepleri aynıydı. Romanın kahramanı Metin, “Gerçek Aşk”ı ve mutluluğu düşünürken, sistemin topluma dayattığı muktedir hayat için gerekli olan araçlar kafasını karıştırıyor ve hedeften şaşırtıyordu. Sistemin dışına çıktığı zaman kendi benliğini buluyor, şair ve adaletli ruhu ortaya çıkıyordu. Hayatın gerçek anlamını çözmeye çalışırken kendisini tanıyamaması Goethe’nin “insan kendisini yalnızca kendisinin sınırları içinde tanır ve dünyanın sınırları içinde kendisinin farkındadır. Gerçekten tanınan her yeni nesne, bizim içimizde yeni bir nesne oluşturur” düşüncesini akla getirmektedir.
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.