Türk halkının, edebi kişiliğinden ziyade trajik hayat hikayesi ile tanıdığı Cem Sultan, 1459’da başlayan ve 1495’te sona eren hareketli ve hüzünlü hayatının yirmi üç yılını gurbette geçirmiş ve gurbette ölmüş bir şehzadedir. “Kadim-i resmdir, şehzadeler dava-yı taht eyler.” diyerek II. Bayezid ile mücadeleye girip yenik düşen Cem Sultan, bütün Osmanlı sultanlarına yakışır bir şan ve eda ile şiirine gereken ehemmiyeti vererek iki divan sahibi olan ilk Osmanlı saltanat naibi olmuştur.
Her şairin yalan söylemekten korkmayan geniş bir içtenliği vardır. Kendi oluşturduğu dünyaya inanmak ya da inanmamak, şairin gizli dünyasıyla ilgili bir sorundur. Bize kalan şairin kendisi değil, şiiridir. Cem Sultan’ın Türkçe Divan’ı üzerinde yapılan bu çalışmada onun psikolojik, edebi ve tarihsel boyuttaki önemi ve etkisi incelenmiş; şiirlerini yazdığı andaki ruh durumu tarihsel boyutu içinde, kültürün vasfı göz önünde tutularak ve eserin müsaade ettiği oranda tespit edilmeye çalışılmıştır. Yapılan bu çalışmanın ötesinde bir gerçek vardır ki o gerçek, şu söylemde ifadesini bulmuştur: “Şiirin özü şairin niyetinde saklıdır.” Kısacası bu eser, şairin niyetinde saklı olan özü bulmak için yapılmış bir gayretin ve ilmî gerçeklerin tespit ettirdiği sonuçların mahsulüdür.
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.