1828 yılında, Almanya’nın Nürnberg şehrinde, bir köylü gibi giyinmiş, saçları darmadağınık, doğru düzgün yürüyemeyen ve hemen hiç konuşamayan 17 yaşlarında bir genç bulunur. Caspar Hauser adındaki bu çocuk, bulunduğu tarihten bıçaklanarak yaşamını yitirdiği 1833 yılına dek Avrupa’da tam bir muammaya dönüşmüş, dikkat çekici saflığı ve masumiyetiyle insanların duyarlığını harekete geçirmiş, “kurt çocuk” gibi romantik spekülasyonlarla desteklenen çözülememiş bir gizem haline gelmiştir.
Adım atmayı, konuşmayı yeni yeni öğrenen Caspar’ın, kentteki çeşitli ailelerin vasiliğinde insanlara, hayata, toplumsal düzene uyum sağlaması için uğraşılırken bir yandan da onun kim olduğu, nereden geldiği hükümet yetkililerinden sıradan yurttaşa kadar her kesim tarafından merak edilir. Kimdir Caspar Hauser? Bertaraf edilmiş, hükümdar soyundan bir prens mi yoksa kaderine terk edilmiş gayrimeşru bir çocuk mu?
“Caspar Hauser Vakası” bu tarihten itibaren çok geniş ve disiplinlerarası bir literatür oluşturmuştur. Peter Handke’nin 1967 yılında Kaspar adlı bir oyun kaleme aldığı, Werner Herzog’un 1974 yılında The Enigma of Kaspar Hauser adlı bir film yaptığı, W. G. Sebald’ın 1975 yılında, Campo Santo kitabında Handke’nin oyunu hakkında yazdığı bir denemesinde ve başka metinlerinde ele aldığı Caspar’la ilgili ilk yapıtlardan biri olan Jakob Wassermann’ın Caspar Hauser veya Gönül Miskinliği adlı klasikleşmiş romanı, Caspar’ın büyüleyici, ilgi çekici ve kısa yaşamını ele alır. Wassermann sinematografik dili ve ayrıntıcı bakışıyla, bugün bile tartışılmayı sürdüren Caspar’ın esrarengiz hikâyesine dayanan nihai ve modern kurguyu yaratmıştır.
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.