“Çağımızın meselesi, aklı yaşamsallığa tabi kılmaktan, onu biyolojik şema içine yerleştirmekten, spontan olana teslim etmekten ibarettir. Çok değil birkaç yıl içinde, hayattan kültüre hizmet için herhangi bir rıza elde etme işi saçma görünecektir. Yeni çağın misyonu tam olarak bu ilişkiyi tersine çevirerek kültürün, aklın, sanatın ve etiğin hayata hizmet etmesi gerektiğini göstermektir. Dolayısıyla bizim tavrımız yeni bir ironiyi, sokratik ironinin tersyüz edilmiş bir biçimini işaret etmektedir. Sokrates spontan olana güvenmeyip onu rasyonel normlar üzerinden ele alırken, günümüz insanı da akla güvenmeyip Çağımızın Meselesi onu spontanlık normları üzerinden yargılamaktadır. Aklı reddetmez, ama onun mutlak egemenlik girişimlerini reddederek bu girişimlerle alay eder. Eski kafalı insanlara göre bu belki saygısızlıktır. Mümkündür, ancak kaçınılmazdır. Kaçınılmaz olarak hayatın kendi taleplerini kültüre sunmasının vakti artık gelmiştir.”
Geçtiğimiz yüzyılın en büyük düşünürlerinden José Ortega y Gasset, Çağımızın Meselesi’nde aklın metafiziğindeki son kavşağı değerlendiriyor. Tüm felsefi etkinlikleri temelde iki zorunluluğa; eşyanın neliğine ve nasıl düşünebileceğine indirgeyen Gasset, rasyonellik ve göreceliğin sıkı bir eleştirisine girişiyor. Modern bilimi bu kadim tartışmanın bağlamında ele alırken, Einstein’ın fizik kuramına içkin genel anlama da felsefi bir yorum getiriyor. Bir doktrin değişiminin salt bir doğru ve yanlış bilgi tartışması olmadığını, asıl meselenin yeni bir düşünme ve kavrama biçimini fark etmek olduğunu öne sürüyor.
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.