Tek bildiği bu yaşananlar yanlıştı. Az da olsa bildiği, inandığı dine göre de insan fıtratına göre de bunlar yanlıştı,olmamalıydı., Ancak aklında, düşüncelerinde bundan öte bir yere koyamıyordu yaşadıklarını ve hayatı. İçinde kocaman bir boşluk vardı. Ne annesinin, ne babasının, ne kardeşinin... Hiç kimsenin sevgisiyle dolduramadığı bir boşluk... Peki ya neydi bu? Bilmiyordu, bulamıyordu. Tek bildiği yalnız kalmak, düşünmek, iç dünyasına doğru uzun uzun yürümekti. Sanki içine doğru yürürse, derinlerde bir yerde bulacaktı onu. Bir kutu içinde saklı, onu bekliyordu. Ancak üzeri o kadar kapalıydı ki tek tek üzerindeki enkazları kaldırıp ona ulaşmalıydı. İşte Pınar yalnız kaldığında bunu yapıyordu. Kalbinin derinliklerine yürüyor ve oradaki her şeyle tek tek yüzleşiyordu. Hiçbir şey bulamasa da bu müthiş bir huzurdu. Kendini farklı hissediyordu. Pek az insanın yaptığı bir şeyi yaptığından emindi. Kendini özel biri olarak hissediyordu.
(Tanıtım Bülteninden)
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.