Annem bana döner, “Güzel kızım, güneşten sakınma! Toprak bizi besler, güneş bu besini yakar. Güzelliğinin kaynağıdır güneş. Bak güneşten sakınanlara, hep sapsarı sıska kalır. Güzel kızım bu güneş bir gün gelir de bu yeryüzüne küserse yaşam kalmaz, her şey yok olup gider. Ne bitki kalır dünyada ne de hayvan,” derdi.
Ali ile Polat iki yoksul köylü çocuktur. İkilinin en büyük zevki, meyvelerini köylülerle paylaşmayan ağanın bahçesine dalıp şeftali aşırmaktır. Ağaçlar her yıl öyle iri öyle sulu şeftaliler verir ki insan yemeye bile kıyamaz…İşte bu iri ve sulu şeftalilerden biri, bir gün sepetten düşer. Onu bulan Ali ile Polat, şeftaliyi yeni bir yolculuğa çıkarır. Bu yolculukta şeftali bize etlerinden sıyrılıp nasıl çekirdek olduğunu, kışın toprakta dinlenip baharda filizlendiğini ve büyüyüp ağaç olduğunda Ali ile Polat’ı ne çok özlediğini anlatır.
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.