Meydanlar kimi gerçekleri açığa çıkarır, kimilerini de gizler.
Büyük Konstantin devrine kadar uzanan kadim bir tarihi bulunan Beyazıt Meydanı (önce Forum Tauri, sonra Forum Theodosius) hem bu tarihsel süreciyle hem de modern kentte uzunca süre oynadığı merkezi rolle, İstanbul ile özdeşleşmiş meydanlardan biridir. Sevince Bayrak, bu uzun tarih içinde elli yıllık çok sınırlı bir zaman aralığını seçiyor: 1914-1964. Bu sıkıştırılmış zaman ve kentin bütününe göre sınırları belli bir mekândan yola çıkarak Beyazıt Meydanı’nın başından geçenler üzerinden bir meydan, aslında bir kent öyküsü paylaşıyor bizlerle.
Osmanlı’dan Cumhuriyet’e bir meydana yüklenen işlev ve değerlerin değişim sürecini titiz bir arşiv çalışmasına dayanarak izleyen yazar, “kamusal alan”ların belirlenmesinde iktidarlar ve ideolojiler kadar, gündelik yaşamın çok çeşitli aktörlerinin de rol oynayabildiğini gösteriyor.
Bir Meydan Öyküsü. Beyazıt (1914-1964), metropollerin de tıpkı ünlü kişiler gibi hayalet yazarlara ihtiyacı olduğu fikrinden yola çıkan, onca gürültü patırtının arkasında bir meydanda yaşanan değişimi farklı taraflarıyla, yazarları, mimarları, valileri, belediye başkanları, şöförleri, esnafı, öğrencileriyle bir arada okuyarak, kentin sesini duymaya ve duyurmaya çalışan çok özgün bir çalışma.
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.