M. Ö. 567. Olympos, Ksantos, Patara gibi kentlerin o çağlarda, bugünki Londra, New York, İstanbul kadar işlek caddeleri… Korsan teknesinde forsa olarak başlayıp Likya topraklarında aydınlanan bir hayat hikâyesi… Dünyanın en güzel manzarasını en ön sıradan gözü kapalı seyretmek gibiydi Likya’da kölelik... Akdeniz’in tuzlu suyunda her gün yıkanan bedenler ve yıpranmış taş bloklarda çığlık atan ayak izleri… Prangadan bir mucize eseri kurtulduktan sonra bambaşka dertlerin içine düşen Persli Aras… Sürprizlerle dolu bir bebek, Elenor. Geneleve bir köle olarak satılan Nana’nın aşk çıkmazı. Zevk düşkünü, takıntılı, Ksantos kale komutanı Argus Maximus… Sadece seçkinlerin aydınlatmaya aklı yetecek derecede gizemli bir cinayet ve Patara’nın yüce mahkemesi… Adalet Tanrıçası Themis şöyle der: “Benden şüphe ederseniz şikâyetçi olunuz ki üzerimde hiçbir leke kalmasın.”
(Tanıtım Bülteninden)
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.