Ay Şarkısı, 12 Eylül’e acı bir gülümseyişle bakmanın romanıdır. İroniktir ve yaşam doludur. Toplumu sarsan olayların karşısına geçip nanik yapar; kendi ruhunun dalgalarını dinlerken de yürek burkan bir şarkı söyler. Politik bir romanıdır fakat politika için yazılmamıştır. Bu romanın savunduğu, haklı gösterdiği kahramanlar yoktur. Politik romanlarda, öncelikle "haklı bir davanın" savunusunu bulmaya alıştığımız için, yazarın tüm kahramanlarına eşit eleştirel mesafede duruşu dikkat çekicidir. Bu duruş, geleneğe itirazdır; politik olaylara "döneklik" veya "yiğitlik kategorilerinin dışına çıkarak, yalnızca insan boyutundan bakmak, edebi geleneğimiz düşünüldüğünde önemli bir farktır. 1968 ve 78 kuşağının birlikte anlatıldığı ender romanlardan biri olan Ay Şarkısı, 12 Eylül’ün o korkunç cezaevlerine "kikirik bir açıdan" da bakabildiği için, özel bir yerde durur. "‘0 halde bir karara varabiliriz. Şimdi yoldaşlar, sizi halk adına, insanlık adına, savcı ve avukat yoldaşların anlattıklarından sonra vardığınız sonucu açıklamaya davet ediyorum.. Lütfen kararınızı hiç kimsenin etkisinde kalmadan verin.’ Musa, koğuş pencerelerine tek tek baktı ve sordu: ‘Kedinin salıverilmesini, suçsuz olduğunu düşünenler?"
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.