Yazmak...
Yürekteki sesleri harflere nakşetmek...
Yazmak, dilin söyleyemediği sessizliğe sürgün edilmiş cümleleri, kurak gözlerimize medet olsun diye kalemin ucundan akıtmak...
Yazmak, yıkılan düş sokağı duvarlarımızı kelime kelime yeniden örmek...
Yazmak, devrilmiş sevdaların enkazından “belki bir yaşam vardır” umuduyla toprağı tırnak tırnak kazımak...
Yazmak, dile gelip de söylenemeyenleri harf harf suskun yüreklere akıtmak...
Yazmak, kelimelerin küllerinden Gül-i Reyhan’lar yeşertip gönül bahçelerine tohum salmak...
İşte bunun için yazıldı Aşkın Suskunluğu... Susanlar namına, aşkın harına yatırıldı kalem. Susarak da konuşanlar için dokundu kalem kâğıda, kalpten kalbe bir köprü kurmak umuduyla.
Aşk ola...
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.