Olimpos Dağı’nda kurulu, muhteşem Amazonas Çiftliği... Erkek egemen dünyaya karşı koyan kadınların oluşturduğu, başına buyruk bir yaşam alanı. Ve bu çiftliğin, kendilerini kadim bir davanın mirasçıları olarak gören, bu misyona uygun yaşamaya çalışan çağdaş Amazonları... Bu serüven, uğradıkları tarihsel/cinsel haksızlıkları içlerine sindiremeyenlerin, antik bir düşü, feminal ütopyayı pratiğe dökme, yaşantıya dönüştürme çabası olarak tanımlanabilir... Amazonas kadınlarına göre, erkekler, vandaldır ve hegamonisttir. Üretken, paylaşımcı ve zarif kadın cinsinin, erkek egemen dünyada yeri olamaz, olmamalıdır da. Erkekler, kendi yarattıkları zalim dünyanın ve şiddetin kurbanları olmalıdırlar. özgürlük, adalet, onurlu yaşam ve mutluluk özlemi ancak bu dünyadaki ilişkiler ağının parçalanmasıyla gerçekleşebilir. Romanın kahramanı Rana, bu düşü gerçek kılma uğruna, gözünü budaktan sakınmadan savaşan bir asi, kadınları eşitlik, özgürlük, mutluluk davasının idolü olarak çıkıyor karşımıza... Ve tragedya onun şahsında birkez daha sahneleniyor.
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.