Arzu, iri siyah gözlerini bozkırın sonsuzluğundan alıp ayakuçlarına düşürdüğünde yanaklarının alev alev yandığını hissetti. Sultani söğütlere baktı, bir hüznü gördü. Lâleye dokundu, yanıp göğündü. Eli ilk defa sol göğsüne gitti. “Ama biz kardeşiz!” dedi. Düzeltti. “Hayır! Kardeş gibi büyüdük… Korktu, utandı, heyecanlandı. İki kaşının arasına bir çizgi düştü.
İçinde bir ceylan yansıması… Yüreğinin sesini söylemeye cesaret edemedi. Güneşin başka renkleri de varmış, bildi, anladı. “Kamber” ismi dudaklarında titreşip soldu. Arzu artık dalgın bir kızdı.”
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.