“Uzun, çok uzun zamandır sıkışmış olan göğsüme usul usul boşluk pompalıyorum, içimdeki sessizlik etrafımı saran sessizlikle uyum sağlayana dek. Sırtımı çam iğnelerine vererek tekrar uzanıyorum ve buz gibi soğuk havayı solumak iyi geliyor. Ağaç gövdelerinin arasından, tamamen açık ve yıldızlarla dolu gökyüzüne bakıyorum ve o yavaşça dönüyor, tüm dünya yavaşça dönüyor ve muazzam bir boşluk oluyor. Sessizlik her yerde, yıldızlarla benim aramda hiçbir şey yok ve bir şey düşünmeye çalıştığım zaman, hiçbir şey düşünmüyorum. Gözlerimi kapatıyorum ve kendime gülümsüyorum.”
Lanet Olsun Zaman Nehrine ve Benim Durumumdaki Erkekler’den hatırlayacağınız Arvid Jansen’in hikâyesini anlatmaya devam ediyor bu romanında Per Petterson. Evlat, kardeş, sevgili, koca ve baba olarak kendini yenilmiş hisseden, vasat yazarlık kariyeri zaman içinde sönüp gitmiş kırk üç yaşındaki Arvid Jansen’in ağabeyinden başka kimsesi kalmamıştır. Ne var ki kardeşinin tam zıddı gibi görünen tuzukuru David de hayatının dizginlerini elinden kaçırmaya başlamıştır.
Ardından, donmuş nehrin altındaki dip akıntısını, şahdamara uzak bir yerde yeniden atmaya başlayan nabzı, ancak dibi gördükten sonra yükselen bir neşeyi getiriyor akla. Her şeyin ardından, dışa vurmaya cüret eden küçük bir kıpırtı.
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.