Sarışın, pembe yanaklı, yeşil gözleri çakmak çakmak bir kızdı. Afacandı, hemen her şeye el atardı. Ağaçtan ağaca gezmeye bayılırdı. Her şeyi bilirdi sanki. Ben onun yanında çekingen dururdum.
Büyüdükçe aramızda bir uzaklık oluştu. O, artık genç bir kızdı, bense delikanlı. İş güç derken çocukluk günlerinin anıları gerilerde kaldı.
O gün, kapılarının sövesine yaslanıp benim gidişimi izlemesi içimi bir tuhaf etmişti. Saçları yine uzundu ama artık kumrala dönmüştü. Sürmeli gözleri çok güzeldi. Kirpikleri kaşlarına değiyordu.
Bana niye öyle bakmıştı ki; cepheye gittiğimi bilmiyor muydu?
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.