Bu kitap, 1839 yılında Tanzîmât’la, kabûlü resmen ilân edilip başlatılan ve yaklaşık iki yüz yıldır ağır baskısı altında ezildiğimiz, asker işgalinden çok daha vahîm “kültür istilâsı”nın meydana getirdiği zemînde yetişen, içinde bulunduğu kabuktan çıkamamış bazı tarihçilerimizin yazdığı Osmanlı tarihlerinden tamamen farklıdır: Oryantalistlerin; insanlığın yüz karası, işgal ettiği ülkelerin yerüstü ve yeraltı kaynaklarını sömüren, oradaki insanları kimliklerinden çıkarıp soysuzlaştırarak şaşkınlar sürüsü hâline getiren kendi sosyo-politik kuruluşları olan imparatorluklarına benzeterek, ısrarla ve inatla, Osmanlı Devleti’ni de imparatorlukmuş gibi gösteren ilmî (!) görünümlü kitapların etkisindeki tarihçilerimizin yazdıklarına hiç benzemez. Osmanlı’nın resmî adı: Devlet-i ‘Aliyye-i Osmâniyye (Pek Yüce Osmanlı Devleti)dir ve Osmanlı, kendi siyâsî yapısı için bir defa bile kirli “imparatorluk” sıfatını asla kullanmamıştır.
Bir varlığa, kuruluşa, kendi aslî, orijinal adından başka bir ad takmak, yapıştırmak ona karşı olmayı, düşmanlığı açığa vurur. Oryantalistlerin yaptığı budur.
Osmanlı’dan “imparatorluk” diye söz eden Türk Tarihçi ciddîye alınabilir mi?
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.