Şimdi, kendimi at kişnemeleri arasında 'Allah, Allah' nidalarıyla insanlara dar gelen Yermük vadisinde hissediyorum. Vallahi Rabbimden beni her gazada diriltmesini ve o savaşın hakkını vermeyi istedim.Sonra biraz durdu ve dedi ki;
Vasiyetimi bildiriyorum, beni ayağa kaldırınAyağa kaldırdılar.Kılıcımı getirin!Neden, efendimiz?Burnu üzerine düşerek hırıltılarla ölen deve gibi ölmek istemiyorum. Bu gözler korkaklar gibi uyumadı.
Yüzünde soğuk terler birikiyordu.Ölümü, savaştaymışım gibi ayakta karşılayacağım. Öldüğüm zaman atımı muharebede tehlikelere dalabilen bir yiğide veriniz. Atım ve kılıcımdan başka bir şeye sahip olmadan öleceğim. Mezarımı, bu kılıcımla kazınız. Kahramanlar kılıç şakırtısından zevk alırlar.
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.