Çalışmamız, 1923-1938 yılları ile sınırlandırılmıştır. Benimsediğimiz metodoloji ve taşıdığımız derinlemesine inceleme yapma kaygısı, karşımıza edebiyat tarihinin bu dönemini çıkarmıştır. Türk tarihinde ciddi kırılma noktaları olarak gördüğümüz sürecin başını ve sonunu belirleyen yılların, sosyopolitik açıdan taşıdığı değer de bu zamansal dizgeye odaklanmamızda önemli bir etkendir. Zira 1923, uzun yıllardır devlet yönetiminde egemen olan saltanatın yerine halk iradesinin tecellisine imkân tanıyan Cumhuriyet idaresinin resmen kabul edildiği yıldır. 1938 ise Osmanlı’nın son demlerinde bir Türk subayı olarak savaş cephelerinde kazandığı zaferlerle, Millî Mücadele sürecinde ise yurdun işgalden arınmasında üstlendiği aktif rollerle dikkat çeken; Cumhuriyet’in ve akabinde peş peşe uygulamaya konulan devrim, yenilik ve atılımların banisi Mustafa Kemal Atatürk’ün ölüm senesidir. Nitekim Türk toplumu için önemli bir değer olan Atatürk’ün, Cumhuriyet’in ikamesi ve kanıksanması için verdiği sosyal, siyasal ve kültürel mücadele, ilhamını devrin zihniyetinden almak durumunda olan dönem sanatını tematik ve estetik yönden büyük ölçüde şekillendirir.Cumhuriyet’in ilk on beş yılında yayımlanan şiir kitaplarının tarandığı bu çalışmada 36 şairin 74 eseri, mizah ve ironi süzgecinden geçirilmiştir. Söyleminde mizah ve ironi barındıran şiir örnekleri, belirlenen ölçütler ışığında titizlikle irdelenmeye çalışılmıştır. Bunda amaç, çalışmamızın hem kapsam geçerliliğini hem de güvenirliğini artırmaktır. Elinizdeki çalışmada ele alınan şairlerin eserleri; sanatçıların doğum tarihleri, edebiyat eğilimleri ve varsa ait oldukları edebî zümreler göz önünde bulundurularak ortaya çıkan bir kronolojiye göre incelenmiştir. Bir sanatçının birden fazla şiir kitabı varsa incelemeye yayım tarihi önce olandan başlanılmıştır. Şairlerin mizah ve ironi kuramlarını örnekleyen şiirleri, tüm alt başlıklarda da aynı kronoloji takip edilerek irdelenmiştir.Teorik açıdan mizah ve ironiyle ilgili çok sayıda yaklaşım bulunmasına rağmen çalışmamızda genel kabul gören kuramlar esas alınmıştır. Bu noktada mizahta bizim de referans aldığımız John Morreall’in teorisinin daha kabul görmüş olduğu görülürken ironide ise bir müştereğin olmadığı gözlenmiştir. Bu durum bizi ironinin tasniflemesini yaparken Douglas Colin Muecke, Wayne Clayton Booth ve Oğuz Cebeci gibi teorisyenlerin ve edebiyat eleştirmenlerinin ironiye ilişkin birbirine yakın yaklaşımlarına bağlı kalmaya, ironi kategorizasyonunu da buna göre şekillendirmeye sevk etmiştir. Zira özü söylenenle kastedilen arasındaki tezada dayanan bir söylem olan ironinin, söz konusu kuramlardan mülhem olduğu ve çok ufak nüanslarla çeşitlendirildiği görülmüştür. Bu yüzden çalışmamızda kabul gören kapsayıcı ironi yaklaşımlarına itibar edilmiştir. Söz konusu eğilimlere göre şiirleri irdelememizin bir başka nedeni ise dönem şiirlerinin belirlenen teoriler etrafında yoğunlaşmasıdır.
(Tanıtım Bülteninden)
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.