Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatı, yenileşme dönemi edebiyatımızın en velut dönemini oluşturmaktadır. Farklı sanat görüşlerine sahip, yüzlerce yazarı kapsamaktadır. Bu dönemin sanatçıları hem şiir konusunda hem de roman, hikâye ve tiyatro türlerinde, kendilerinden önce birçok örneği inceleme fırsatı bulduğundan başarılı eserler vücuda getirmişlerdir.
n
Cumhuriyetin ilanıyla birlikte, rejim değişikliği meydana gelince toplumun bir aynası olan edebiyatta da ister istemez bir değişim olmuştur. Cumhuriyetin ilk yıllarında gerek şiir gerekse roman ve hikâyemizde konular Anadolu, Anadolu insanının fedakârlıkları, Atatürk, Atatürk devrimleri, Osmanlıyla yüzleşme olarak şekillenmiştir. Bunun yanı sıra, Tanzimat’tan itibaren roman ve hikâyemizin konuları içerisinde yer alan Doğu-Batı çatışması, romanlarımızın içinde bulunmaya devam etmiştir.
n
Genç kalemlerin başlattığı hece ölçüsüyle şiir yazma geleneği neticesinde, milli ölçümüz olan hece ölçüsüne yöneliş, cumhuriyetin ilk yıllarında, dönemin yazarlarının ortak tercihi olmuştur. Beş Hececiler ile Milli Edebiyat Zevk ve Anlayışını sürdüren şairler, hece ölçüsüyle şiir yazmışlardır.
n
1930 ve 1940’lı yıllara gelindiğinde daha farklı konular ortaya çıkmıştır. Sanayileşmeyle birlikte köylü-ağa problemi, yerini işçi-işveren problemine bırakmıştır. Bu durum aynı zamanda fakir-zengin, güçlü-güçsüz, ezen-ezilen ikilemlerini edebiyatın malzemesi yapmıştır. Marksist söylem, toplumcu gerçekçi roman ve şiirde baş göstermiştir. Sadri Ertem, Çıkrıklar Durunca romanıyla edebiyatımızda yeni bir çığır açmıştır. Aynı yıllarda Nazım Hikmet, Mayokovski’nin etkisiyle fütürist şiirler yazmakta, halkı uyanışa ve başkaldırıya davet etmektedir. Saf şiir anlayışında baş tacı olan mısra, toplumcu şiir anlayışında yerle yeksan olmuştur. Şiirdeki tüm kurallar yok sayılmıştır. Toplumcu gerçekçi anlayıştaki isyan kavramı şiirde de yapı itibariyle kendini göstermiştir. 1940 ve 1950’li yıllara geldiğimizde konu ağı daha da gelişmiştir. Çok partili sisteme geçilmiş, bu geçişin yansımaları edebiyatta yer edinmiştir. Aynı dönemde II. Dünya Savaşı patlak vermiştir. Bu durum roman ve hikâyemizde ve hatta dünya edebiyatında, barışı öven savaşı yeren bir tutumla sayfalara yansımıştır.
n
II. Dünya Savaşı’nı müteakip yıllarda, coşku ve heyecanı dile getiren metinlerimizde, Sürrealizm ve Dadaizm akımlarının etkileri görülür. Bu akımlar, savaşın yarattığı olumsuz düşüncelerin sonunda ortaya çıkmıştır. Garip şiiri ve İkinci Yeni şiirinde kendilerine yer edinmiştir. Aynı dönemde anlatmaya bağlı metinlerimizde Varoluşçuluk, kendini göstermeye başlamıştır. 1960 ve sonrası dönemde, askeri darbelerin oluşturduğu ambiyans, farklı görüşlere sahip yazarlar tarafından romanın merkezine alınmıştır. Darbelerin özgür düşünceyi nasıl sekteye uğrattığı, akademisyenlerin görevlerinden nasıl azledildiği, çekilen çileler, yapılan eziyetler olayların otağı haline gelmiştir. “1960 Anayasası”nın getirdiği görece özgürlük ortamıyla şiirde slogan üslubu, dönemin şairlerinin tarzı olmuştur. Gerçek şiir ortadan kaybolmuş, şiir ideolojik görüşleri ifade etmek için bir mecra haline gelmiştir. 1980 sonrasında, gerçek şiir tekrar ortaya çıkmış ve şair geçinenlerin çoğu yavaş yavaş sahneden çekilmiştir.
n
Roman ve hikâyemizde mistik düşünceler, varoluşçu eğilimler, modern ve postmodern roman anlayışları, iyiden iyiye yaygınlık kazanmıştır. Tiyatromuzda büyük atılımlar meydana gelmiştir. Şiirde, İkinci Yeni çizgisi sürdürülmüştür. Bütün bu sürece baktığımızda farklı formların, anlayışların, yönelimlerin, eğilimlerin bir sonucu olarak Cumhuriyet Dönemi Edebiyatında, bir sınıflandırma yapmanın zarureti ortaya çıkmıştır. Bu sınıflandırma hem tür hem de akım ve anlayış itibariyle gereklidir.
n
Bu kitap hazırlanırken sınıflandırmayı doğru yapabilmek için, yirminin üstünde akademisyenin kitabı incelenmiş, birçok dergi araştırılmış, yardımcı kitaplar elden geçirilmiş, gazetelerin kültür-sanat köşeleri okunmuştur. Yazarın amacı; okullara ve sınavlara yardımcı ders kitabı hazırlamak, başvuru kaynağı oluşturmak, edebiyat meraklılarına yazarları farklı bir şekilde tanıtmaktır.
n
n