Xi Jinping'in Sosyalist Diplomasisi: İnsanlığın Ortak Kader Topluluğu
Bu kitap, 2012 yılında Çin Halk Cumhuriyeti Devlet Başkanı seçilen Xi Jinping'in Çin toplumunda harekete geçirdiği önemli değişimlerle ilgili kapsamlı veriler sunmaktadır. Anayasal olarak, Çin'de devlet başkanları en fazla iki dönem seçilebilir. Fakat Xi Jinping başardığı büyük değişimler, özellikle halkın yolsuzluğa karşı öldürücü darbeler vurulması talebine başarılı çözümler üretmesi nedeniyle, siyasi çevreler ve halk içinde görülmedik bir destek sağladı. Böylece Xi Jinping'e 3. dönem başkan seçilme olanağı veren bir anayasal düzenleme yapıldı. Xi Jinping, Çin basınında halk kitleleri ile iletişimde son 70 yıl içindeki en başarılı lider olarak değerlendiriliyor. Şüphesiz, özel bir yere sahip olan Mao Zedung ve Cu Enlay bu karşılaştırmanın dışında kalır.
10 bölümden oluşan kitap, başta Çin'in dünya diplomasisi olmak üzere, kalkınma ve halkın refahı ile ilgili sorunlar; ekonomik sorunlar ve ekonomik büyüme; Çin'de sosyalizmin inşası ile ilgili yenilikler, siyasi demokratikleşme, siyasi modernleşme ve hukukun egemenliği sisteminin inşasında yeni adımlar; ÇKP'nin yönetilmesi ve Parti inşası ile ilgili reformlar; Çin ve dünya ile ilgili yeşil ve ekolojik kalkınma adımları; yeni ulusal savunma adımları ve Halk Ordusu ile ilgili düzenlemeler…
Yeni İpek Yolu Projesi ve İnsanlığın Ortak Kader Topluluğu
Xi Jinping'in başa geldiği dönemde dünya ağır bir ekonomik kriz içindeydi ve Batılı ülkelerde Çin ve gelişmekte olan ülkelere karşı korumacı eğilimler ortaya çıkmıştı. Gelişmiş Batılı ülkeler, ekonomik krizin yüküne gelişmekte olan ülkelere yıkmak ve bu ülkelerin küreselleşme sürecinden elde ettikleri kazançları kısıtlamak için harekete geçmişlerdi. Herkes kendi başının çaresine baksın, altta kalanın canı çıksın yaklaşımı egemen olmaya başladı. İşte bu koşullarda, Xi Jinping tüm dünya ülkelerine açık bir kalkınma projesisi olan Yeni İpek Yolu Projesi'ni ilan ederek insanlığın önüne farklı bir seçenek sundu ve Batılı ülkeleri gelişmekte olan ülkelerin acil gereksinim duyduğu kalkınma talebine yanıt vermeye çağırdı. Dünyada ağırlaşan kalkınma sorunları ancak Kuzey-Güney ülkelerinin iş birliği ile aşılabilirdi. Xi Jinping, Çin'in bu projede hakim bir rol oynamayacağını, sadece bu projeye olanakları ölçüsünde katkı sunacağını ilan etti: Tek kişilik solo konsere gerek yok! Maalesef sadece 4 Batılı orta boy gelişkin ülke ve Rusya bu projeye güçlü bir yanıt verdi, fakat proje 96 gelişmekte olan ülkenin desteğini aldı ve son 7 yıl içinde önemli bir mesafe alındı.
Hegemonyacılık ve Ülkeler Arası Çatışma Yolunun Çıkmazı
Xi Jinping tüm önemli uluslararası toplantılarda, Çin'in en büyük gelişmekte olan ülke olduğunu vurgulamıştır. Son 35 yıl içinde, Çin dahil gelişmekte olan ülkelerin dünya ekonomisi içinde ağırlığı büyük bir gelişme kaydetti, tersine Batılı büyük güçlerin ağırlığı oldukça zayıfladı. Gelişmekte olan ülkelerin dünya sorunları üzerine görüş ve talepleri daha fazla duyulur hale geldi. Başta, Amerika ve onun izinden giden İngiltere, Kanada ve Japonya olmak üzere çeşitli Batılı gelişmiş ülkeler, bu büyük değişim karşısında reform yolunu seçmek yerine, hegemonyacılığı ve dünya sistemi içinde sahip oldukları ayrıcalıklı konumlarını koruma ve çeşitli Batılı ittifak sistemlerini onarma ve pekiştirme yolunda ısrar ediyorlar. Batılı liberaller bugün ülkeler arası ilişkilerde öncelikle eski ittifakların yönlendirici ve belirleyici olduğu çok-taraflılık yaklaşımını savunuyorlar.
İnsanlığın Ortak Kader Topluluğu
Xi Jinping tam da bu olumsuz eğilime karşı tüm ülkeleri sosyalist kucaklayan, sosyalist bir diplomatik vizyon ve politika önerdi: İnsanlığın Ortak Kader Topluluğu. Bu öneri bazıları için iyimser bir düş olarak görülebilir. Fakat, bu insan toplumunun nesnel tarihsel gelişim trendini yansıttığı için, hegemonyacılıkta direnen ülkeler eninde sonunda bu trende boyun eğmek zorunda kalacaklardır. Çünkü dünya ülkelerinin büyük çoğunluğu barış içinde kalkınma çabalarına odaklanmak istiyor, ticari ve ekonomik kamplaşmaların, hatta