“Küçük olanda gerçekten büyük olanın gösterilmesi, görünmez olana işaret edilmesi, ve üstelik göze çarpan aracılığıyla, insan dünyasının gündelik olanı boyunca, söylenmeyenin söylenende duyulmasının sağlanması – Adalbert Stifter'in sözlerinde etkide bulunan bu söyleme biçimidir.”Heidegger“Alman edebiyatının çok az sayıdaki büyük romancısından biri olan Adalbert Stifter'in eserleri, saf mutluluk, bilgelik ve güzellik bakımından 19. yüzyılın başka hiçbir yazarıyla karşılaştırılamaz... Stifter, edebiyatın en büyük manzara ressamı oldu... Görünen her şeyi kelimelere ve görünen her hareketi cümlelere dönüştürmek için sihirli değneğe sahiptir.”Hannah ArendtUçsuz bucaksız, ama sevimsiz bir pastoralizmden tamamen azade bir manzara. Ne yükseldikçe yükselen tepeler, ne de macera vaat eden dolambaçlı yollar. Romantik edebiyatın hülyaları yerine doğanın sıfır noktasındayız: her yer ekili, insan emeği coğrafyaya şekil veriyor. Stifter’in şiirsel gerçekçiliği haşin bir güzelliğe işaret ediyor: cetvelle çizilmiş gibi düz kanallar yemyeşil çayırları kesiyor, otlar hafifçe parıldıyor, esintiyle sallanıyor, eski bataklığın yerinde pırıl pırıl bir çiçek tarlası göze çarpıyor.Brigitta’da genç bir ressamın gözünden Macar kırsalının basitliğinde tezahür eden büyüleyicilik ve güzelliğin bir panoraması sunulur. Arkadaşı Binbaşı Murai'yi ziyaret etmeye Macaristan’a gelen ressam, yaşamı çevreleyen gizemin yavaşça perdesini sıyırışını izler ve hiç beklemediği bir yerde yüceyi buluverir. Ilsa Barea’nın sunuşu, Metin Toprak’ın sonsözüyle Stifter’in nevi şahsına münhasır dünyasına davetlisiniz.
(Tanıtım Bülteninden)
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.