"Bütün bunları düşünürken çok öfkelendim. Sokağa çıktım. İçimden bir ses şöyle söylüyordu, Kerem, çık ve birilerine kötülük yap. Çok kötülük yap. Öyle böyle kötülükler değil. Mesela bir su tabancası alıp içine asit koyup herkese nişan almak geldi içimden. Gözlerine… Yapmadım. Ama şunu yaptım mesela, bana sular idaresini soran birine yolu yanlış tarif ettim. Evet, yaptım bunu. Sular idaresini biliyorum, yemin ederim ki çok iyi biliyorum sular idaresini. Sağa doğru dümdüz yürürse tam oraya çıkacaktı. Sola doğru yürü, dedim ben de. İnadına. Sular idaresini ararken kaybolsun istedim. Hızımı alamadım, birkaç mağazaya girdim, bütün katları sinsice bozdum. İçimi büyük bir keyif dalgası sardı böyle yapınca. Bazı kıyafetlerin askılarını ters çevirip astım. İçimdeki ses beni alkışlıyordu, helal olsun Kerem, helal olsun sana! Sonra metrobüse bindim. Metrobüs kalabalıktı. Önce oturacak bir yer buldum, sonra başımda bekleyen adama sürekli inecekmiş gibi yapıp ona kafayı yedirttim. Her ayağa kalktığımda, her seferinde oturmak için hazırlandığını görüp keyiflendim. Bir kafeye girdim. Biri masasında telefonunu şarja bırakıp tuvalete doğru gitmişti. Hemen sinsice gidip telefonunu şarjdan çıkardım. Şarjının yüzde bir olmasını istedim çünkü, evet bunu istedim..."
(Tanıtım Bülteninden)
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.