Okuyacağınız hikaye ayrıntılardaki gerçekliğiyle sarsıcı,diliyle büyüleyici bir yolculuğa çıkaracak sizi.
Can Çelebi, bu kitabın ana kahramanı Tenzile ile Amsterdam'da, “vatandaşlar için bireysel danışmanlık” yaptığı dönemde tanışmış.Tenzile o tarihte 44 yaşındaymış ancak cok daha yaşlı görünüyormuş. Kocasının ailesindeki kadınlar, eltiler, ablalar, görümceler sürekli yanında onu kontrol ederken, aşırı şiddet gördüğü kocasından ne yazık ki boşanamamış. Bir dönem kadın sığınma evlerinde yaşamış ama sonunda yenilip evine dönmüş...
Siz şimdi kurgu bir Tenziye'yle tanışacaksınız. Yazarına temas etmiş birçok yaralı kadının sesine dönüşen o Tenziye'yle...
- İclal Aydın
"Büyükçe bir balığı havada sallayıp “İyi bak ona,” diyor. “İyice bak, tanıdın mı? işte bu senin özbeöz babandır.” Sonra ikna etmeye çalışırcasına, “Evet,” diyor, “Evet, şaşırma, gerçek bu.”
Omzunu silkiyor. “İster inan, ister inanma, ben sana bir balıktan hamile kaldım. Koş git aynalara bak, yüzüne bak istersen, nasıl da benzediğini göreceksin babana.”
“Ama benim bir yüzüm yok ki,” diye karşı çıkıyorum ona. “Görmüyor musun? yüzüm kocaman bir yara benim.”
“Eee, ne olmuş yaraysa?” diyor, dudak bükerek.“Bu rüyada her kadın bir yarayla doğmaz mı kızım?”
(Tanıtım Bülteninden)